TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Çevre Mühendisi Selahattin Beyaz, 2015 yılında Hopa’da yaşanan sel ve taşkınlara dair teknik değerlendirmede bulundu
Hopa Afet Planı Çalıştayı kapsamında 2015 yılında Hopa’da yaşanan sel ve taşkınlara dair teknik değerlendirmede bulunan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Çevre Mühendisi Selahattin Beyaz, Karadeniz’de yaşanan afetlerde coğrafyayı kader gibi gösteren yaklaşımların bilim insanları tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
2015 yılında Hopa’da yaşanan sel ve taşkınlarda sekiz vatandaşın hayatını kaybettiğini büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarının telef olduğunu çay ve fındık alanlarında ise tahribatların yaşandığını dile getirdi.
Hopa’da yaşanılan selin afete dönüştüğünde değerlendirme yapmak için Hopa’ya davet edildiğini söyleyen Beyaz, “ 2015 yılında Hopa’da ki selin afete dönüştüğü dönemde yaklaşık 15 gün sonra Hopa’da arkadaşlar toplanıp Hopa seli ile ilgili bir araştırma, değerlendirme yapmamız için davet etmişleri. O dönemde de ben vardım. 1600 metre civarındaki Sundura deresinde uzun bir yürüyüş yapmıştım ve selden etkilenen bölgeleri incelemiştim. Bu doğrultu da Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak bir rapor hazırlamıştık. Aradan 9 yıl geçti yine bir Ağustos ayında bugün buradayız. Sundura deresi halen gündemde kapanmış değil maalesef” dedi.
Yağışların özellikle Ağustos ve Temmuz aylarında şiddetli bir şekilde meydana geldiğini söyleyen Beyaz, yere düşen yağmur tanelerinin zemine tutunmadığı için sel şeklinde akış meydana getirdiğini dile getirdi.
Beyaz, “Doğu Karadeniz’de yağışların neden olduğu taşkınların sebeplerinin biride havza planlaması öngörülmeden yapılan konular. Maalesef Karadeniz sahil yolu belki de su akımını denizle kavuşturmayan ciddi sel oluşturan bir yapı. Sundura deresinde de o gün ki sel felaketinde de yolun ciddi bir engel oluşturması tahribatın seyrini daha da artırmıştı” dedi.
Hopa’da yaşanılan afet ile ilgili değerlendirmede bulunan Beyaz, “2015 yılında 22 Ağustos’ta yağışlar meydana geldi ve bu yağışlarda Hopa ve köylerinde afete dönüştü. Aslında afete dönüşmesi eğer ki bir zarar oluşturuyorsa su akımı dolayısı ile bir afet olmuştur demektir. Dolayısı ile o gün ki resmi kayıtlara göre sekiz Hopa’lı vatandaş hayatını kaybetti. Çok ciddi küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda telef oldu, çay ve fındık alanlarında da tahribat oldu. Çünkü esas su akımın yarattığı bir tahribat değil toprak kaymalarının göçükler şeklinde olduğunu gördüm. Bu Karadeniz’in fıtratında ne var yağış var toprak kayması var dolayısı ile coğrafyayı bir kader gibi gösteren yaklaşımlar oldu. Bilim insanlarının bu yaklaşımı kabul etmesi mümkün değil. Hopa aslında 3 günlük süren yağıştan sonra geldiği için hızlı gelişen sellere olarak kabul etmemiz lazım ani sellerden bahsetmememiz lazım çünkü bu selin geleceği zaten belliydi. Sundura Deresinin taşmaması mümkün değildi olası bir şeydi” şeklinde konuştu. – Tahsin Atasert