Eğitim Emekçileri “Meslek Onuruna Sahip Çıkma Günü”

tarafından
304
Eğitim Emekçileri “Meslek Onuruna Sahip Çıkma Günü”
Bu haber 557 kez okundu.

Eğitim emekçileri ülkenin dört bir yanında iş bıraktı: ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilsin’

Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) başta olmak üzere; ekonomik talepler ile öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasına karşı bir araya gelen öğretmenler ülke çapında iş bıraktı. Eğitim Sen, Eğitim İş, Hürriyetçi Eğitim Sen, Teç Sen, Anadolu Eğitim Sen, Özgür Eğitim Sen, Eğitim Hak Sen, Eksen Eğitim Sen, İdeal Eğitim Sen, Eğitim Söz Sen, Eğitimde Birlik Sen, Eşit Haklar Sendikası, TÖB-SEN ve Engelsiz Eğitim Sen olmak üzere 14 eğitim sendikasının, öğretmenleri unvanlara bölüp eşitsizlik yaratan Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı oluşturduğu Eğitim Sendikaları Güç Birliği, geçtiğimiz günlerde bir araya gelip 2 Kasım’da iş bırakma eylemi kararı almıştı.

Artvin’de bu 14 sendikadan sadece Eğitim-Sen ve Eğitim-İş’in temsilcilikleri bulunduğu için 2 sendika temsilcileri ve üyeleri bugün iş bırakarak saat 12.30’da Halitpaşa Meydanında bir araya gelen eğitimciler basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklaması gerçekleştirilmeden önce eğitimcilere desteğe gelen DİSK/Genel-İş Artvin Temsilcisi Selim Bilgin, Halkevleri Doğu Karadeniz Bölge Temsilcisi Dursun Ali Koyuncu serbest kürsü konuşması gerçekleştirerek emeğine onuruna sahip çıkan eğitimcilerin yanında olduklarını vurguladı.

Serbest kürsünün ardından Eğitim-İş Artvin temsilcisi Filiz Yılmaz basın açıklamasını okuyarak “Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür” dedi.

Yıldan yıla haklarının gasp edildiğini vurgulayan Yılmaz, “Bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastları, düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hareket niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarla da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygılarımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz” dedi.

Yılmaz açıklamasının devamında taleplerini sıraladı:

“Öğretmenlik Meslek Kanunu geri geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. Dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır. Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.”

Basın açıklaması Eğitim-Sen İl Temsilcisi Köksal Gümüş’ün açıklaması ile devam etti. Gümüş açıklamasında “Meslek itibarımız, haklarımız ve geleceğimiz için eğitim emekçileri olarak bugün iş bırakıyoruz” dedi.

Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen, MEB’in ısrarla somut bir adım atmamakta olduğuna dikkat çeken Gümüş, “Türkiye’de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaşlarla çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yoktur. Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek istenmektedir. Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunları Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde değildir. Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır” dedi.

Girişimleri ve öğretmenlerin meslek onuru için ortaya koydukları çabanın sonuç verdiğini ve 14 Ekim tarihinde eğitim alanında örgütlü ve mücadeleden yana olan sendikaların bir araya gelerek ortak talepler belirlediğini söyleyen Gümüş; taleplerini açıkladı:

*19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi, *Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi,*Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması,*Kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi,*Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirilmesi,*Vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi,*Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.

Bugüne dek Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim alanında örgütlü sendikaların sesini duymamakta ısrar ettiğini ifade eden Gümüş, “Mücadelemize katkıları eşsiz olan, demokratik eğitim hareketinin önderlerinden Fakir Baykurt’un dediği gibi ‘Öğretmen el açmaz, öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez; öğretmen ders verir! ‘Bugün verdiğimiz ders bizi hiçe sayan, taleplerimize kulak tıkayanlara birlikteyiz ve buradayız dememizdir! Halkın öğretmenleri, mücadele tarihinin hiçbir safhasında bir keyfiyet sonucu ya da dar grupların çıkarları doğrultusunda iş bırakma eylemi kararı almamıştır. Bizi ‘eylem matik’ olarak tanımlayanlara cevabımız şudur ki bizleri iş bırakmaya sizler zorladınız, sizler mecbur bıraktınız! Yaşanan bir mağduriyet varsa, öğretmenler alanlarda sesini yükseltmek zorunda bırakıldıysa bunun sorumlusu sizlersiniz! Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete, onun kurucu değerlerine, kamusal, bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelesine inanlar bugün direnişi büyütüyor. Ve tekrar ediyoruz ki bu eğitim emekçilerinin bir uyarısıdır ve taleplerimiz karşılanana kadar da birlikte mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz” ifadeleriyle açıklamayı sonlandırdı. – BÜLENT ATASERT